Orman yangınlarıyla mücadele anlayışında radikal değişim gerekiyor

Türkiye’nin fırtına takvimine göre her yıl haziran ayının son günlerinde “Kızıl Erik Fırtınası”, temmuzun ilk iki gününde de “Yaprak Fırtınası” yaşanır.

2003 yılından bu yana yazları Çeşme’de yaşayan bir sakin olarak bu takvimin şaştığına hiç tanık olmadım.

Bunları neden yazdığıma gelince;

İklim değişikliğinin kavurucu sıcakları, fırtına eşliğinde getireceği bilinmesine ve bunlarla ilgili meteorolojik uyarıların yapılmasına rağmen, özellikle elektrik iletim şirketlerinin gereken önlemleri almamaları nedeniyle İzmir merkezli Ege yangınlarıyla yeşil vatanımız cayır cayır yandı, kahraman ormancılarımız şehitler verdi. Onları rahmet ve minnetle anıyoruz.

Fırtına günleriyle birlikte yangınlar da sona erdi ama o süreçte olan oldu.

Kayıplar çok büyük. Kendileri de birer canlı olan ve diğer canlılara doğal yaşam alanı sağlayan yeşil örtülerden geriye kapkara görüntüler kaldı.

Ayrıca otoyola bile sıçrayan yangından paniğe kapılan tatilcilerin önemli bir bölümü, Çeşme’yi terk etti.

Bu turizm mevsiminde yüksek maliyetler nedeniyle tatil yapma imkanını bulamayanlara, yangının kaçırdıkları da eklenince, oteller geçmiş yıllara oranla daha düşük bir doluluk oranıyla çalışmak zorunda kaldı.

Dilerim ilerleyen günlerde bu oran yükselir. Aksi takdirde turizm sektörü kötü bir yıl geçirecek demektir.

★★★

Son yangınlar gösterdi ki; küresel iklim değişikliği nedeniyle Orman Bakanlığı’nın yangınlarla mücadele anlayışını değiştirme zamanı gelmiş durumda.

Bugüne kadar çıkan yangını en kısa sürede söndürmeyi hedefleyen sistemde yapılacak radikal değişiklikle; yangını acilen söndürmek yerine, yangının hiç çıkmamasına odaklanmak ve önlemlerin uygulanmasına yerel yönetimleri de dahil etmek, hatta bir nevi seferberlik ilanı gerekiyor.

★★★

Yeri gelmişken sorumlu gazetecilik anlayışımın gereği olarak bir düzeltme yapayım:

5 Temmuz tarihinde bu köşede yayımladığım yazımda, 9 Eylül Gazetesi’nden bir habere yer vermiştim. Bu haberde, Gediz Elektrik Şirketi’nin bağlantılı olduğu Bereket Enerji’nin ABD’deki yurt inşaatı için TÜGVA’ya, Kızılay üzerinden 8 milyon dolar bağışladığına yönelik bir iddia yer alıyordu.

Ancak ulaştığım belgeye göre; parayı gönderen Bereket Enerji değil, Torunlar Enerji’ye ait Başkent Gaz Şirketi.

Başkent Gaz 2017 yılında, net olarak 7 milyon 925 bin doları Kızılay üzerinden, New York’ta inşa edilen yurt için ENSAR Vakfı’na havale etmiş.

Bu nedenle o yazıdaki Bereket Enerji bölümünü çıkardım.

★★★

Çeşme’de son günlerde yaprak kımıldamıyor.

Ve otel işletmecilerinin gözleri yollarda, gelecek tatilcileri bekliyorlar.