Atatürk’e hakaretten bir köylü hakkında soruşturma yapılıyor. Durumu Ata’ya arz ediyorlar:
-Mahkemeye veriyoruz efendim, diyorlar, size küfür etmiş!..
Ata soruyor:
“Ben ne yapmışım ona?..”
Evrakı okuyanlar açıklıyorlar:
-Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş, az kalsın yüzü yanıyormuş da ondan!..
Ata yine soruyor:
“Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi?..”
–Hayır...
“Ben Trablus’da içmiştim, bilirim. Pek berbat bir şey. Köylü bana küfür etmekte haklı. Hatta az bile etmiş!.. Siz bunun için mahkemeye vereceğinize, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız!..”
Ve köylü serbest bırakılıyor...
★★★
Yıl 1923...
Atatürk diyor ki;
“Gazeteler yasanın ve halkın çıkarlarının tersine davranışlara tanık oldukları ve bunları öğrendikleri takdirde gerekli yayında bulunmalıdırlar.”
(...) “Basın hiçbir sebeple baskı ve etki altına alınamaz...”
★★★
Yıl 2025...
Gazeteci Fatih Altaylı, sosyal medyada izlenme rekorları kıran programında, bir soru üzerine verdiği cevapta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “hedef alan tehdit içerikli sözler” sarf ettiği gerekçesiyle başlatılan soruşturmada, konuşmasının Cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit amacını taşımadığını ısrarla söylemesine rağmen tutuklanıyor.
Altaylı’nın gerek emniyetteki ifadesinde, gerekse savcılık sorgusunda, sözlerine sandıkla başlamasının demokrasiye olan inancını ve niyetini ortaya koyduğunu söylemesi, serbest kalmasına yetmiyor!
Hazırlanan iddianame ile de 5 yıldan az olmamak şartıyla hapsi isteniyor.
Altaylı cezaevinde 3 Ekim’de yapılacak ilk duruşmasını beklerken, bu kez ekibince “Fatih Altaylı Yorumlayamıyor” adı altında, cezaevinden gönderdiği notların boş koltuğuna hitaben okunduğu programına erişim engeli ve bazı içeriklerin çıkarılması kararı veriliyor. Karar, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi üzerine 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınıyor.
Böylece Fatih Altaylı’nın yanı sıra, boş koltuğu da tutuklanmış oluyor!
★★★
Atatürk’ün kendisine küfür eden köylüyü affedişinin ve basın özgürlüğüne sahip çıkışının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçti.
Özetlersek; 100 yılda 100 yıllık geriye gidişin hikayesidir bu yazı!..