Bugün tarihten bir yaprak çeviriyor ve hep birlikte 14 Aralık 2022’ye gidiyoruz....
“Zira o gün, siyasallaşan yargı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası vermiş ve siyaset yapmasını yasaklamıştı.
Ben bu tür kararların bumerang etkisi yaptığına inanırım.
Kısa bir süre için istenilen sonucu sağlamış gibi görünse de, bir süre sonra döner ve bu kararı alanları vurur.
Peki geçmişte kısa bir süre cezaevinde yatmış ve siyaseten yasaklanmış bir kişi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan “bumerang gerçeğini” deneyimlemiş ve en iyi bilen bir politikacı olarak neden kendi iktidarında böyle bir kararın alınmasına göz yummuş olabilir?
Cevabı çok basit:
Zorda, hem de çok zorda kaldığı için!..
★★★
İktidarın İmamoğlu’nu siyaset sahnesinden silmek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna kendi adamı Tevfik Göksu’yu oturtmak için siyasallaşan yargı eliyle aldığı bu karar, aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yarışında en çekindiği adayın İmamoğlu olduğunun da itirafı niteliğinde.
O halde “Altılı Masa”nın yapması gereken; İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay aşamalarını beklemeden bu resti görmek ve vakit geçirmeden Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etmek...
Gerisini iktidar düşünsün!..”
★★★
Okuduğunuz yazı, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Altılı Masa”nın liderliğini yaptığı ve henüz Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmediği dönemde, 16 Aralık 2022 tarihinde bu köşede yayımlandı.
Eğer Kılıçdaroğlu bu öneriyi kabul etmiş ve İmamoğlu’nu aday göstermiş olsaydı, şimdi bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık.
Milletin geleceğiyle oynadığı yetmiyormuş gibi, şimdi kalkmış kendince ahkam kesiyor!